Rahim ağzı kanseri dünya genelinde kadın kanserleri sıralamasında meme, akciğer ve kalın barsak kanserlerini takiben 4.sıklıkta görülen kanser olup. Son veriler göre, dünya genelinde yılda 530 bin yeni vaka görülmekte ve bunlarında yarıdan fazlası (311bin) bu kanser nedeniyle hayatlarını kaybetmektedir. Kadın kanserleri arsında görülme oranları dünya genelinde %15, ekonomik anlamda; “gelişmekte olan” ülkelerde %20-30 “gelişmiş ülkelerde” %4-6 olarak görülmektedir.

Ülkemizde kadınlar arasında görülen kanser sıklık sıralamasında ise 9. sıradadır. Ekonomik olarak “gelişmiş” ülkeler ile “az gelişmiş” ülkeler arasında rahim ağzı kanseri oranlarındaki bu anlamlı fark, ekonomik olarak az gelişmiş ülkelerde rahim ağzı kanser risklerinin bir kısmının daha yüksek oranda rastlanmasından ziyade, asıl olarak, rahim ağzı kanser programlarının bu ülkelerde daha az etkinlikte kullanımından kaynaklandığı ortadır.

Rahim Ağzı Kanseri “Engellenebilir” Bir Kanserdir!

Son 50 yılda, rahim ağzı kanser tarama programlarının etkin olarak uygulandığı ülkelerde, kanser görülme oranlarında ve kansere bağlı ölüm oranlarında %75’lere ulaşan azalma bunun en net ispatıdır.

Geçtiğimiz 20 yılda yapılan çalışmalar HPV (Human Papilloma Virus) isimli virüsün neden olduğu rahim ağzı infeksiyonunun, rahim ağzı kanserinin bilinen en önemli ve en yaygın nedensel faktörü olduğunu ortaya koymaktadır. Rahim ağzı kanserli hastaların neredeyse tamamı (%99.7)  HPV infeksiyon bulguları taşımaktadır

HPV virüsü çok sayıda üyesi olan (tanımlanmış yaklaşık 200 tip) bir virüs ailesi olup yaklaşık 40 kadarı kadın ve erkek üreme sitemlerinde infeksiyona neden olmakta ve bunların da 15 tanesi başta rahim ağzı kanseri olmak üzere kadın üreme sistemlerinde kansere neden olabilen persistan (kalıcı) infeksiyona neden olabilmektedir. Bu 15 tip HPV: (HPV 16, 18, 31, 33, 35, 39, 45, 51, 52, 56, 58, 59, 68, 73, and 82) kanser ile ilişkili HPV tipleri olup, kanser yapma potansiyelleri nedeniyle “yüksek-riskli” veya “onkogenik” HPV tipleri olarak adlandırılmaktadır. Bunlardan, HPV 16 ve 18 rahim ağzı kanseri en sık birlikteliği olan tipler olup, rahim ağzı kanserli hastaların yaklaşık %70’inde tespit edilmektedir. Bu iki tip HPV’yi takiben, diğer sık görülen tipler; Tip 31, 33, 35, 45, 52 ve 58’dir.

Rahim Ağzı Kanseri Risk Faktörleri

HPV ile Bağlantılı Risk Faktörleri

HPV Dışı Risk Faktörleri

Rahim Ağzı Kanserinden “Korunma” Yöntemleri ve Rahim Ağzı Kanser “Tarama” Programları

Rahim ağzından korunma yöntemleri “birincil koruma” ve “ikincil koruma” olarak ikiye ayrılmaktadır.

Birincil korumada amaç, özet olarak, rahim ağzı kanseri risk faktörlerinden uzak durmaktır. Risk faktörü ile kastedilen asıl olarak HPV bulaşını veya infeksiyonu arttıran risk faktörleri olup bunlar yukarıda sıralanmıştır. HPV aşıları da birincil korumada kullanılan önemli bir yöntemdir.

İkincil korumadan kastedilen, HPV infeksiyonu sonrasındaki aşamalarda HPV infeksiyonunun rahim ağzında neden olduğu kanser öncülü lezyonların tespiti ve tedavisini kapsamaktadır. İkincil korumada son 60 yılı aşkın süredir kullanımı olan ve uygulandığı ülklerde rahim ağzı görülme sıklığını anlamlı oranlarda azaltmış olan “pap-smear” testi yani rahim ağzı sürüntü testi son 20 yılda HPV testi ile birleştirilerek çok daha etkin bir tarama programının geliştirilmesi sağlanmıştır. Güncel rahim ağzı kanser tarama programında, rahim ağzı kanser taraması 21 yaşında (cinsel aktif bireylerde) veya ilk cinsel ilişkiyi takip eden 3 yıl içerisinde başlamakta ve bazı istisnalar dışında 65 yaşına kadar devam etmektedir. Ülkemizde de uygulanmakta olan tarama programında 21-29 yaşlarında 3 yılda bir smear testi ve 30 yaşından itibaren de smear ile HPV testi birlikte uygulanmaktadır.,